AZİZ
TÜRK MİLLETİ’NE
Milli
varlık, kültürel değer ve çıkarlarımıza yönelik gizli ve açık saldırılar son
zamanlarda yoğunluk kazanmıştır. Milletimizi kaygılandıran bu saldırılara etkin
karşılık verilmemesi, saldırganlar, işbirlikçiler ve enstrümanlarının cür’etini
artırmaktadır.
Bu
durumda, ülke yönetiminin çeşitli dönem, makam, resmi/kurumsal ve özel
alanlarında görev üstlenmiş, sorumluluk yüklenmiş aşağıda imzası olan bizler;
Uyarıcı
bir çağrı yapmak sorumluluğu duyuyoruz.
Buna göre:
Bölge,
dil, din, etnik ve mezhep temelli ayrıştırma siyasetleriyle Türk Milleti’nin
egemenliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğü, milli, laik, sosyal bir hukuk devleti olma özelliği
kesinlikle tartışılamaz ve tartışılmasına izin verilemez.
KKTC’nin
özgürlük, bağımsızlık ve egemenlik haklarını, Kıbrıs Türk’lerinin uluslararası
anlaşmalardan doğan hak, hukuk ve güvencelerini, Doğu Akdeniz’deki güvenlik ve
ekonomik çıkar dengesini ve Ege’deki statükoyu temel almayan hiçbir çözüm
girişimi ve bunun KKTC yönetimine dayatılması kabul edilemez.
Milletimize
yönelik uluslararası bir terör projesi olarak başlatılan “Sözde Ermeni
Soykırımı” yalanını tanıyan “İnsan hakları, evrensel hukuk, adalet, ahlâk ve
gerçek dışı” parlamento kararlarının geri aldırılması kaçınılmaz bir görevdir.
Bu
konudaki milli kararlılığı gölgeleyecek girişimler meşru sayılamaz.
Türk
siyaset gündemindeki seçim, gerginlik, yönetme yeteneksizliği, hatta hile ve şaibe
kaygısından kaynaklanan meşruiyet tartışmaları fırsatçıları yanıltmamalıdır.
Hiçbir
işbirlikçi milli davalarımızdan geri adım atamaz.
Hiçbir
güç oldubittilerle Türkiye’den taviz koparamaz.
Hiçbir
hükümet terörle işbirliği yapamaz ve işbirlikçilere taviz veremez!..
Bir
tarafın fırsattan yararlanarak, diğer tarafın çöken itibarını tamir amacıyla
sağlayacakları onursuz, hukuksuz ve sorumsuz uzlaşmalar;
Türk
Milleti’nce yok hükmünde ve suç kanıtı olarak değerlendirilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder