DEMOKRATİK DEĞERLER HAREKETİ BAŞKANI HASAN KORKMAZCAN: BİN
YILLIK KAPI KOMŞULARINI BİLE BİRBİRLERİNE DÜŞMAN ETTİLER
* Türk Parlamenterler Birliği
Onursal Başkanı ve dört dönem Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan; “ İlk
olarak onurumuz ve tüm değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bu değerler bütün
dinlerin mukaddes kabul ettiği insan hak ve özgürlükleri ve bunların özeti olan
insan onurudur. İnsan onurunu savunmak, kendisine insan diyen herkesin
görevidir ” dedi
Konuşmasında ülkeyi idare edenlerin insan
hakları ve eşitlik ilkesine tamamen ters bir uygulama gerçekleştiğini söyleyen Hasan
Korkmazcan “ Eşit vatandaşların eşit yarışıyla eşit şekilde devletin
imkanlarından yararlanarak aralarında yapacakları namuslu, dürüst, saydam ve
demokratik seçim ile olur Cumhuriyet Devleti” dedi.
Hasan Korkmazcan şunları söyledi:
“21. Yüzyılın başında değerlere savaş açmış güçler var. Bunların etkisinde kalmış yönetimler var. Bunların etkisiyle kapı komşusuna, kendi akrabasına bin yıldan beri yaşadığı insana düşman olmuş kesimler var. O zaman bizim yeni bir silkinme ile hem kendimizi bu saldırılardan korumak hem de diğer ülkelere örnek olacak şekilde dünyaya yeni bir anlayışı duyurmamız gerekiyor. Kendiniz düzgün bir durum sağlayabilirseniz en büyük duyuruyu sağlamış olursunuz. Her birimiz yaptığımız işlerle bir şeyler anlatabiliriz. Yoksa sadece konuşarak anlatacağımız şey acaba hayatta tatbik ediliyor mu, edilmiyor mu endişelerini uyandırır. Onun için mutlaka yaptığımız iş ile söylemlerimizi ifade edeceğiz.
“21. Yüzyılın başında değerlere savaş açmış güçler var. Bunların etkisinde kalmış yönetimler var. Bunların etkisiyle kapı komşusuna, kendi akrabasına bin yıldan beri yaşadığı insana düşman olmuş kesimler var. O zaman bizim yeni bir silkinme ile hem kendimizi bu saldırılardan korumak hem de diğer ülkelere örnek olacak şekilde dünyaya yeni bir anlayışı duyurmamız gerekiyor. Kendiniz düzgün bir durum sağlayabilirseniz en büyük duyuruyu sağlamış olursunuz. Her birimiz yaptığımız işlerle bir şeyler anlatabiliriz. Yoksa sadece konuşarak anlatacağımız şey acaba hayatta tatbik ediliyor mu, edilmiyor mu endişelerini uyandırır. Onun için mutlaka yaptığımız iş ile söylemlerimizi ifade edeceğiz.
Biz ne yapmalıyız?
İlk olarak değerlere sahip çıkmalıyız. Bu değerler bütün dinlerin mukaddes kabul ettiği insan hak ve özgürlükleri ve bunların özeti olan insan onurudur. Sahip çıkacağımız şey insan onurudur. İnsan onurunu savunmak insanın cesedinin dahi onurunu savunmak kendisine insan diyen herkesin görevidir. Herkesin söz hakkı, ifade hakkı ve inancına sahip çıkacaksınız. Buralarda kurallar belirlenmiştir. O kuralları beraberce belirleyeceğiz ve kurallara evvela kendimiz uyacağız. Bu çerçevede demokratik değerleri savunmak nasıl olur dedik.
İlk olarak değerlere sahip çıkmalıyız. Bu değerler bütün dinlerin mukaddes kabul ettiği insan hak ve özgürlükleri ve bunların özeti olan insan onurudur. Sahip çıkacağımız şey insan onurudur. İnsan onurunu savunmak insanın cesedinin dahi onurunu savunmak kendisine insan diyen herkesin görevidir. Herkesin söz hakkı, ifade hakkı ve inancına sahip çıkacaksınız. Buralarda kurallar belirlenmiştir. O kuralları beraberce belirleyeceğiz ve kurallara evvela kendimiz uyacağız. Bu çerçevede demokratik değerleri savunmak nasıl olur dedik.
Demokratik sözünün içinde milletle ilgili halkla ilgili şeylerin hepsi
vardır.
Bu değerlerin yaşayabilmesi için
bir araya gelmemiz lazım. Millet denen kavramda bir araya geliriz. Milleti
geçmişteki bütün değerleriyle geleceğe taşımanın yolu devlet olmaktır. Bizim
devletimiz 7 bin yıllık bir devlet. Cumhuriyetimiz şu anda 91 yaşında fakat
cumhuriyet kurulduğu gün oluşmuş bir şey değil. Zaten Ortadoğu’daki bütün
devletlerin her biri neden sömürülmekten ve iç kavgadan kurtulamadı da Türkiye
farklı kaldı derseniz o milli birikimin oluşturduğu devlettir Türkiye
Cumhuriyeti. Türkiye Cumhuriyeti evvela milli bir devlettir, herhangi bir
sınıfın, zümrenin, bir ırkın, bir kesimin devleti değildir, milli bir
devlettir. Gayri milli her tavra karşı çıkmak bu milli devletin görevidir. Bu
devlet demokratik bir devlettir. Yani herhangi bir dar zümre tarafından, bir
sermaye grubu tarafından yönetilmez, halk tarafından yönetilir. Eşit vatandaşların
eşit yarışıyla eşit şekilde devletin imkanlarından yararlanarak aralarında
yapacakları seçim ile olur demokratik devlet.
Türkiye Cumhuriyeti’ nin bir diğer özelliği de laik devlettir.
Laik devleti bir kısım insanlar yanlış anlıyor. Hem laik hem Müslüman olunmaz diyen cahiller var. İslam demokrasi dışındaki hiçbir yönetimi meşru saymaz. Kur’an’ı açın okuyun, 4 halifenin yaptığı yönetimi görün. Bunlarla mukayese edince onun dışındaki yönetimler İslam’ın ideal yönetimleri değildir. İdeal yönetim 4 halifeyle bitmiştir. O yönetim tarzı da o zamana göre cumhuriyettir, o zamana göre demokrasidir. İnsanlar seçmişlerdir. Demokratik ve laik devlet İslam’ da Türk milletinin 7 bin yıllık geleneklerine de insanlığın bugün ulaştığı yönetim anlayışına da en uygun yöntemdir.
Laik devleti bir kısım insanlar yanlış anlıyor. Hem laik hem Müslüman olunmaz diyen cahiller var. İslam demokrasi dışındaki hiçbir yönetimi meşru saymaz. Kur’an’ı açın okuyun, 4 halifenin yaptığı yönetimi görün. Bunlarla mukayese edince onun dışındaki yönetimler İslam’ın ideal yönetimleri değildir. İdeal yönetim 4 halifeyle bitmiştir. O yönetim tarzı da o zamana göre cumhuriyettir, o zamana göre demokrasidir. İnsanlar seçmişlerdir. Demokratik ve laik devlet İslam’ da Türk milletinin 7 bin yıllık geleneklerine de insanlığın bugün ulaştığı yönetim anlayışına da en uygun yöntemdir.
Türkiye Cumhuriyeti sosyal devlettir.
Sosyal devlette hiçbir vatandaş
aç, işsiz, eğitimsiz kalmaz. Devlet bunu garanti eder. Türkiye Cumhuriyeti
hukuk devletidir. Her şey hukukun içinde olacaktır. Şimdi bunların dışında bir
takım telkinlerle kafalar karıştırılmaya çalışılıyor. Bütün devlet
yönetimindeki değerler aşındırılıyor. Burada geleceğimiz nokta, değerleri
yeniden yaşatmak için çalışmak her onur sahibi vatandaşın göreviyse bu onur
sahibi vatandaşlar örgütlenip seslerini yükseltmeli, güçlerini ortaya koymalı
ve en önemlisi yapabilecekleri hizmetleri birbirleriyle dayanışma içerisinde
sahneye çıkarabilmeli.
İnsanların yaratıcılığı ve becerisi ancak örgütlü bir halde ortaya
çıkar.
Bu değerler hareketinin hanımlarla ilgilini oluşturmak için bir araya geldik. Buradan bir yönetim kurulu belirleyeceğiz. Bu yönetim değişik alanlarda çalışan hanımefendileri Demokratik Değerler çerçevesi altında örgütleyeceğiz. Bu yolla Dünya Türklüğü Kurultayı dediğimiz bütün dünyadaki Türkler ile ilgili Dünya Türklüğü Kurultayı’nın kadınlar bölümünü oluşturacağız. Böylece çalışmalarımız Türkiye’de değil, Türk Dünyası’nda, Almanya’da, Fransa’da, Kanada’da Türklerin bulunduğu her yerde bugün artık iletişim imkanları kolay olduğu için;
Bu değerler hareketinin hanımlarla ilgilini oluşturmak için bir araya geldik. Buradan bir yönetim kurulu belirleyeceğiz. Bu yönetim değişik alanlarda çalışan hanımefendileri Demokratik Değerler çerçevesi altında örgütleyeceğiz. Bu yolla Dünya Türklüğü Kurultayı dediğimiz bütün dünyadaki Türkler ile ilgili Dünya Türklüğü Kurultayı’nın kadınlar bölümünü oluşturacağız. Böylece çalışmalarımız Türkiye’de değil, Türk Dünyası’nda, Almanya’da, Fransa’da, Kanada’da Türklerin bulunduğu her yerde bugün artık iletişim imkanları kolay olduğu için;
Dünya Türklüğünün kadınlar bölümünü de oluşturacağız.
Böylelikle o ülkelere de
Demokratik Değerleri yavaş yavaş ileteceğiz. Eğer Türk cumhuriyetlerinde halk
kendi yönetimlerine sahip olmazsa zamanla Suudi Arabistan’a benzer. Bunların
sonu yoktur. Bunların sonu ya parçalanmak ya da sömürücülerin insafına
kalmaktır. O bakımdan biz bütün din kardeşlerimize, tarihte kültür akrabalığı
olan toplumlara da örnek olmak zorundayız. Türkiye 1960 yılına kadar kesin
olarak bütün İslam dünyasında örnek alınan bir ülkeydi. Darbeler olduktan sonra
bizim de içimizde karışıklıklar olduğu görüldü ve bir türlü o imajımızı
düzeltemedik.
Türk Milleti ve tarihi adına "Örnek olma" özelliğimizi dahi kaybettik.
Şimdi yeniden bunu kazanmak zorundayız. Çünkü dünya yeniden şekilleniyor. Çok süratli şekilde bozulmakta olan uluslararası sisteme de müdahale edebilmek iç in Türkiye2nin en kısa zamanda kendisine gelmesi derlenip toparlanması lazım. İnşallah hep beraber gelecek kuşaklara birtakım hizmetleri tescillenmiş olarak örgütlü bir şekilde ve kurumsallaşmış olarak devredeceğiz. Birisi hizmeti yapıp gittiğinde dağılma olursa hiçbir şey yapılmamış sayılır. Yapılan hizmetin daha sonra devam etmesi önemli. Devam etmesinin şartları da Demokratik Değerler çalışmasındadır. Bunları yaşayarak uygulayarak bizzat ortaya koyacağız."
Şimdi yeniden bunu kazanmak zorundayız. Çünkü dünya yeniden şekilleniyor. Çok süratli şekilde bozulmakta olan uluslararası sisteme de müdahale edebilmek iç in Türkiye2nin en kısa zamanda kendisine gelmesi derlenip toparlanması lazım. İnşallah hep beraber gelecek kuşaklara birtakım hizmetleri tescillenmiş olarak örgütlü bir şekilde ve kurumsallaşmış olarak devredeceğiz. Birisi hizmeti yapıp gittiğinde dağılma olursa hiçbir şey yapılmamış sayılır. Yapılan hizmetin daha sonra devam etmesi önemli. Devam etmesinin şartları da Demokratik Değerler çalışmasındadır. Bunları yaşayarak uygulayarak bizzat ortaya koyacağız."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder